ve
M. KEMAL
PAŞANIN MERASİM NUTKU
Takvimler 1919 yılını
gösterirken,
Büyük harp sonuçlanmaya yüz tutmuş, askerlerimiz birbirinden
binlerce km uzaktaki cephelerde savaş vermiş yorgun ve bitkindir. Ordumuz ağır
kayıplar içindedir. Türk Milleti çok perişan ve bezgindir. Halk İstanbul’un işgalini
bir dram seyreder gibi seyir etmektedir.
Aynı yıl Kuleli Askeri Lisesi son sınıf öğrencileri
de tıpkı İstanbul gibi bu işgali ve tahakkümü her gün türlü olayları bahane eden
baskılarla yaşamaktadır. Üstelik son sınıfı bitirdikleri halde, okulda 4.
sınıf oluşturularak bir çeşit göz
altında tutulmaktadırlar. Bu öğrencilerden
bazıları işgalin tesis ettiği bu nobran davranışları içlerine sindiremeyerek
düşünmeye ve yerlerinde duramamaya başlarlar. Yine o sıralarda muzaffer komutan
M. Kemal Paşa Samsun’a çıkmış gazetelerde ilgili resimli haberler ve halkın
düzenlediği miting haberleri yer almaya başlamıştır.
Samsun’a çıkış yaman
ve zorlu mücadelenin başlangıcı olmuş ve Türk Milleti, Paşasının safına
katılarak ‘Ya İstiklal ya ölüm’ demeye
başlamıştır. Yerinde duramayan çareler arayan askeri lisesi öğrencileri M. Kemal
Paşanın yaktığı çoban ateşinden feyz alarak Anadolu’ya kaçma planı yapmışlar ve haziran günlerinde Paşa Bahçe Vapuru ile gizlice
Mudanya’ya hareket etmişlerdir. O sıralarda deniz hatları, İngiliz ve İtalyan birliklerinin kontrolü altında
bulunduğundan vapurun depolarına saklanarak Mudanya’ya geçmeyi başarırlar.
Müdafaa-i Hukuk Cemiyeti Anadolu’ya geçmeyi başaran gençlere kucak açmıştır. Cemiyetin
Bursa şubesi diğer illerden de gelenler ile 70, 80 kişi bulmuştu! Yine bir
yolculukla Karaköy’e ve sonra tren ile Ankara’ya ulaşmayı başaran gençler nihayet
Ankara’da kurtuluşu tesis edecek mahir önderlere kavuşmuşlardır.
Ankara’da açılan Büyük Millet Meclisinin henüz
muntazam güvenlik kuvvetleri bulunmamakta, gönüllülerden oluşmuş birlikler ile
kuvvet sağlanmaya çalışılmaktaydı. Böyle
bir dönemde askeri eğitim alan öğrenciler Ankara’nın çorbasına tuz katmışlardı.
Gelecek günlerin kıymetli münevverleri olacak bu genç zabitler ile umut her gün
yeni ışkınlar veriyor serpiliyordu.
M. Kemal Paşa
İstanbul kuleli askeri lisesinden gizlice Ankara’ya gelen bu gençler ile tanışmak
konuşmak istedi. Gülhane hastanesinde bir bölüme yerleşen öğrenciler ile M.
Kemal Paşa, Fevzi Paşa, Albay İsmet bey ile koğuşta görüştüler. M. Kemal P aşa
öğrencilere bir isteklerinin olup olmadığını sorar? Bölüğün başkanı seçilen
Askeri öğrenci Çavuş M. Kemal Paşa ve arkadaşlarına hitap ederek;
‘’Her türlü müşkülat ve tehlikelere göğüs gererek bir Türk Eri gibi
düşmanla çarpışmak için geldik bizleri hemen cepheye göndermenizi talep
ederiz.’’ İradesini gösterirler.
|
M. KEMAL PAŞA ve ANKARA ZABİT NAMZETLERİ TALİMGAHI |
|
M. KEMAL PAŞA ve ANKARA ZABİT NAMZETLERİ TALİMGAHI
'Ankara Zabit Namzetleri Talimgahı’ Büyük Millet Meclisinin
Harp okulu niteliğini taşıyacaktı. Talimgah merkezi olarak Abidin Paşa Konağı
uygun görülmüştü. Görevi sırasında Ankara için çok önemli hizmetler yapmış olan
Abidin Paşa’ya ait olan bu ev yine son derece önemli bir görev üstlenmişti.
Konağın bahçesine çadırlar kurulmuş tam bir kışlaya çevrilmişti. Dört ay boyunca yenilenme ve amaç eğitimi yapıldı. Askeri öğrenciler amaç doğrultusunda
hedefe kitlenecek varını, yoğunu ki, o kuru bir candı, Vatana feda etmekten
çekinmeyeceklerdi.
ABİDİN PAŞA KONAĞI
Zaman zaman Talimgahın askeri öğrencileri Abidin Paşa Konağından
Taş Han’a oradan da Meclisin önüne daha sonra istasyona kadar askeri marşlar
söyleyerek geçityaparlar, özelikle M. Kemal Paşa bu geçitlerden çok memnun
olur derhal Meclisin balkonundan arkadaşları ile birlikte Zabit Namzetlerini selamlar alkışlarlardı.
ANKARA ZABİT NAMZETLERİ TALİPGAHI GEÇİŞİ
Diploma merasiminde
Fevzi Paşa, Ali Fuat Paşa ve millet vekili Suphi Bey ve Rus sefiri bulundu.
Bu güzel bilgileri Hakimiyeti Milliye Gazetesinde
yayınlanan ‘Münevver Kahramanlar’ başlıklı haberden öğreniyoruz.
Dileğim de şu dur ki, biraz o haberden de alıntılar
yapayım. Çünkü bilirsiniz ki o günlerin gazete haberlerinde gerçek bir lezzet
ve ışık var.
Hakimiyeti Milliye
Gazetesinin 7 Kasım1920 tarihli haberi şöyle;
Münevver Kahramanlar,
Geçen gün Ankara genç ordunun yeni bir iftihaline
daha şahit oldu. İstanbul’dan koşup gelen anavatana iltihak eden mektepliler, Ankara’da
genç orduya ilk talimgahlarını açmışlardı. Bunlardan bir kısmı geçenlerde
tahsillerini ikmal etmişler, şahadetnamelerini almışlardır. Genç zabitlere
şahadetname tevzi merasiminde pek çok zevat hazır bulunmuş, merasime Büyük
Millet Meclisi Reisi M. Kemal Paşa Hazretleri riyaset etmişlerdir. Bu vesile
ile nutuklar teati edilmiş mektep komutanı beyin nutkunu mektepten birincilikle
neşet eden Edirne’li Enver Efendinin hitabesi takip etmiş nihayet M. Kemal Paşa Hazretleri sureti
atide mündemiç nutkunu irat etmişlerdir.
Milletin istihlası
ve vatan emrindeki azim ve imanına canlı bir misal teşkil eden merasim hazırında
unutulmaz hatıralar bırakmıştır.
1 KASIM 1920 ANKARA ZABİT NAMZETLERİ TALİMGAHI İLK MEZUNLARI
M. KEMAL Paşa'nın Nutku;
Efendiler,
Garbın hiçbir vakit
affedemeyeceğimiz zalimleri, Memleketimiz Türkiye’yi parçalamak bu topraklarda
yaşayan milletimizin haysiyetini istiklâlini paymay etmek için verdikleri
asırlık kararı en nihayet mevkii tatbike koyarken, Milletimiz bu gün cihana şamil
inkılabat ve ihtilalat içinde mevcudiyetini muhafaza lüzumuna kanidir.
Bu kanaat Memleketimizin
ve Milletimizin bütün cihanı beşeriyete cidden haizi kıymet olduğunu, bihakkın takdir
ettirmektedir. Millet kendilerine bütün zalim nazarlar ve feci teşebbüsler
karşısında ciddi hakiki mevcudiyeti ile
ayaklandı ve bunun neticesi olarak Ankara’da Büyük Millet Meclisi vücuda geldi.
Bittabi hainlerden bahsetmek istemem fakat
kanatıma nazaran bütün efradı milletimiz
bu teşekkül eden vaziyetin tarsin ve
takviyesi ve muvaffakiyeti için bütün mevcudiyetlerini hasretmişlerdir. Bunun en kıymetli bariz misali mevcudiyetleri ile teessüs etmiş olan bu müessesi
askeriyenin teessüsüne bahis olmuş olan muhataplarımız gençlerdir.
Filhakika bu
gençler burada fevkaladeliğin maddi bir misalini vücuda getirmişlerdir bundan
dolayı hareketleri şayanı takdir ve tebriktir.
Efendiler
Milletimizin ve
onun sevk ve idaresini deruhte etmiş olan Büyük Millet Meclisinin Büyük mücadelede behemehâl muvaffak olacağına eminim. Bu
hususatın temini için esvabı ava mil vesait mevcuttur. Burada
yalnız şunu zikretmek isterim; Bu esvap ve avamilin başında en müessiri
ordumuzdur. Ordumuz hayat ve haysiyet mücadelesinde Milletin ve Milletin
gayelerinin yegane istinatgâhıdır.
Ordu kendisine teveccüh eden bu vazifei Mübeccelesinde
bihakkın muvaffak olabilmesi için lazım gelen evsafın birincisi demir gibi bir
zabitandır. Orduda zabıtan yegane vasıtai
tecellisi münevver karma fedakar zabitandır
.
Bu gün ordumuz zabitanı saydığım evsafa tamamen
maliktir. Fakat buna bir şey ilave etmek lazımdır ki, bu da içinde bulunduğu şu
fevkalade ahval ve şeraitin heyecanları
ile gayeleri ile yetişecek olan genç zabitlerimiz bize istikbal için daha
kuvvetli ümitler bahş edeceklerdir .
İşte bu gün, bu basit ve deb debesiz merasimle Büyük Millet Meclisi
namına büyük bir mükafata mahzar olmuş bulunuyoruz. Ordumuz bu günün şeraitine
bu günün evsafına malik genç zabitana
malik olacak ve Ordu bu genç zabitan ile cidden iftihar edecektir.
Bu zabitanı Büyük Millet Meclisine meresimle takdim eden Mektep
Müdürü ve rüfekai mesaisine, Büyük
Millet Meclisi namına tebrik ederim .
Ankara Tarih boyunca Türk Medeniyetlerinin
kalpgâhı olma şerefini elinde tutmuş, bir merkez olarak kendine düşen görevi
hakkıyla yerine getirmiştir. Havası sert, insanı mert ANKARA’ya ATATÜRKÜMÜZÜN
GELİŞİNİN 100. Yılında umarım içine düşürülmek istendiğimiz çatlakları
onararak, tamir ederek çıkarız. Ankara Tarihi bize bizi anlattıkça, TÜRK
DEVRİMİNİ kavradıkça KIZILCA GÜNDEN aydınlığına çıkacağımız inancı ile doluyum.
NE MUTLU TÜRKÜM DİYENE !
|