Efkârı Figanım
İçinde bulunduğumuz bu çalkantılı
bulanık günlerde feryadım şu dur ki;
Atatürk’ümüzü doğru
yorumlayabilmek ve yansıtabilmek bilerek ya da bilmeyerek bir hayli zor olmuş,
kiminin işine gelmemiş, kimi kendini yormamış kimi kolayından çözmeyi seçmiş,
kimilerinin de ruhu, algısı kişiliği yetmemiş. Öz metin ve şahsımın
anladıklarını değişik şekilde yapmaya özen gösterdim.
İşte Atatürk’ümüzün Başkanlık
Sistemine verdiği cevaplardan biri;
Arkadaşlarımız içinde Başvekillik
yapacak zevat çoktur.
Türkiye Cumhuriyetinin yeni
tazecik bir fidan gibi kök salmaya dallanıp budaklanmaya tam da gelişmeye
serpilmeye başlayacağı yıllarda (1929,30) çıkan ekonomik sıkıntı ve
yönetim bunalımı dolayısıyla bir boşluk baş göstermiştir. Bu bunalımdan
istifade etmek isteyen Türk Devriminin özel ve biricik sistemini, yapısını
kavrayamayan halkı sürekli güdülmek zorunda olan devingen bir güruh olarak
gören ve aslında mandacı zihniyet fırsatı değerlendirip olayları kendi
istedikleri gibi kullanılacak zeminleri hazırlamak üzere hem TÜRK halkını hem
de Ulu önderin mecburi İRADE koyuşunu bahane ederek Ulu Önderimiz M. K.
ATATÜRK’e birçok yerde sıkıştırıcı manipülasyonlara açık, halkın kendini
yönetme sistemini bozan kanunsuz iş ve işlemlere cevap çıkartacak, sorular
sormayı ve de istedikleri gibi açıklayarak emellerini gerçekleştirecek her yolu
düzenlemeyi ihmal etmemişlerdir.
Fakat bütün arkadaşlarım dâhil
olmak üzere Milletin gönüllündeki eğilimin benim Başbakan, olmam yönündedir. Şu
ve ya başka bir zorunluluk karşısında Cumhurbaşkanı olmama rağmen tam bir alçak
gönüllülükle (kemali tevazu) ile baş tacı kabul ederek eksiksiz yüksünmeden
gocunmadan tam yapmaya elverişliyim.
Bu takdirde benim riyaset-i
cumhuru uhdemde bulundurmanın elbette imkân-ı manisi yoktur.
Bu durumda benim Cumhurbaşkanlığını
da aynı zamanda gerçekleştirmemin bir engeli yoktur.
Benim alacağım bu yeni vaziyeti
muhtelif tarz ve manalarda sui tefsir etmek Türk Milletinin efkârını teşviş
edecek tarzda izahla kalkışmak hiç de makul ve mantıklı değildir.
Bu güne kadar yaptıklarım minnet duyan Milletin gönlünde
sadece şahsıma uygun bulduğu, bu yeni duruma çeşitli anlamlar biçimler
yükleyecek ve de Türk Milletinin acısını, yoksulluğunu, yoksunluğunu kendi
isteklerine göre yapılandırıp, gereceğinden ayırarak biçimlendirerek
yönlendirerek açıklamaya kalkışmak, acınacak kadar gerçeğe aykırı ve mantıklı
değildir.
Amerikan sistemini memleketimize
tatbik etmeyi hiç hatırıma getirmedim. Sistemsiz ve kanunsuz tarzda reisi
cumhurlukla başvekâleti birleştirmeyi hiç düşünmedim. Ve düşünecek adam
olmadığım bütün milletçe malumdur zannederim.
Amerikan sistemini memleketimize
uygulamayı hiç düşünmedim ve de sistemsiz ve kanunsuz olarak Cumhurbaşkanlığı
ile Başbakanlığı da birleştirecek adam olmadığım, bütün millete de malumdur,
zannediyorum.
Bu günkü şeriat içinde bir
hükümetin millet ve memleket menfaati için takviyesi ile masruf herhangi sözümü
bin türlü malayanilerle istismar etmeye kalkışmak isteyenler, çok bedbaht
adamlardır.
Bu günkü kurallar dâhilinde bir
hükümetin millet ve memleket gelişimini desteklemek üzere yaptığım beyanları ve
herhangi sözümü bin türlü anlama ve saptırmalarla amaçları doğrultusunda
kullanmaya kalkışmak isteyenler, bedavacı haksızlardır. Baş muhabire söylediğim
sözler benim ağzımdan çıkmış ve gerek oldukça tekrar edeceğim sözlerdir.
“Akşam
gazetesi başmuharririne söylediğim sözler, benim ağzımdan çıkmış ve icabında
daima tekrar olunacak sözlerdir.” (M. Kemal ATATÜRK)
Demeç ve sözler bugün anlaşılmak
için biraz çaba istese de son derece açık ve kesin dille seslendirilen bu beyan
umarım günümüze, özellikle yaşadığımız önemli yol ayrımına, ışık tutacaktır.
Atatürk’ümüz Ulu önderimiz birçok konuda olduğu gibi yine önemli kurallar ve
kaideler bırakmış yine bize düşen Devrim Kâmili vatandaşlar olmaktır.
Sorumluluk yalnızca bizi yönetenlerin değil, ayrı ayrı her vatandaşın
omuzlarındadır.
Kutlarım
YanıtlaSilİlginize teşekkür ederim ltfn beni daha sonra da somut eleştirileriniz ile beslemenizi rica ederim konu ve içerik açısından.
YanıtlaSil