LAİKLİK
Laiklik daha çok
hukuki bir mefhumdur, bu mefhumun din adamları arasında din karşıtlığı gibi
gösterilmektedir.
Modern devlette
laiklik dinlerin yerini alarak, vatandaşlar için kabulü zorunlu bir inanç
sisteminin de mevcut olamaması demek değildir.
Laikliğin hukuk
bakımından ifade ettiği mana; devletin din işlerine müspet veya menfi bir
şekilde yani lehte ve aleyhte müdahale etmemesi demektir.
Gerçek bir
laiklikte din düşmanlığı değil, tarafsız bir davranış mevcuttur.
Laik devlette; devlet dini olmaz, olmamalıdır.
Laiklik; modern
devleti belirten bir vasıftır, aynı zamanda laiklik uygar yaşayışın bir
şartıdır.
Laik sistem, din
ve dünyevi işleri otoriteden ayırmıştır. Laik Devlet vatandaşlarının dünyevi ve
beşeri ihtiyaçları ile ilgilenen ve bunları karşılamaya çalışan devlettir.
Genel ve ortak
anlamıyla laiklik dini ve dünyevi otoriteyi yekdiğerinden ayrılmamanın, din
işlerinin ferdin hususi hayatı sayılarak, ferdin vicdanına terk edilmesi ve
devletin dinler karşısında tarafsız kalarak din hürriyetini sağlaması diye
açıklanır.
Babamın kitap
aralarına aldığı bu notlardan anlaşılacağı üzere laiklik bir ayrışmanın
bir imtiyazlaşmanın sınıflaşmanın önüne geçerek toplumu sıkı sıkıya
birbirine bağlayan ahlaki ve hukuki temellerde en büyük ortak payda ile modern
çağdaş diğer uluslar ile işbirliğini kuvvetlendirecek düzenektedir. Kapalı
dinsel, etnik temelli bir yapıyı ortadan kaldıracak şekilde EVRENSEL DEĞERLER
içeren hayati önemde bir ilke olarak TÜRK DEVRİMİNE hayat veren, can veren KÖK
bir ilkedir.
Kongreler
gerçekleşirken ortak karar alınarak İslam'ın kendi içinde var olan
laiklik ilkesi uygulanmış, ULUS DEVLET aşamasında ise bu değer, evrensel
değerler ile bütünleşmiştir. T.Cumhuriyetine kapalı içe dönük eleştirilerinin
ne kadar haksız ve mesnetsiz olduğu, sadece bu İlkeyi incelemekle bile mümkün
görülmektedir. Ve bu bir çeşit manevi cihad anlamı taşımaktadır.
İslam dini
açısından baktığımızda durum yine bu kadar ulvi ve mükemmel nitelik
taşımaktadır. Cihadların en güzeli zorlamadan, incitmeden bir İMRENME duygusu
vererek gerçekleştirmek değil midir? İşte ATATÜRK önderliğinde yapılanan TÜRK
DEVLETİ bu irfan dolu esaslar ile YURT ta BARIŞ CİHAN da BARIŞ diyerek
cihadların en güzelini en hayırlısını mükemmel şekilde yasallaştırmıştır.
Bu düşünceler
ile yaşayış biçimi aslında hepimizin gizli belleğinde, duygu hafızasında
saklanmış beklemektedir! Yeter ki açık bir dimağ ve vicdan ile
değerlendirilsin! DEVRİM İLKELERİNİ yanlış yormak anlamamak başka bir format
üzerinden ve sadece açılan pencere kadarından bakıldığında; elbette ki
görüş darlığına düçar olmaktan kendinizi kurtarmanız mümkün olmayacaktır. Oysa
İslam dini ilk emrinde oku, anla, öğren gibi emir sıfatlar ile hitap etmedi mi? ATATÜRKÜMÜZ ZAĞNOS PAŞA CAMİİ inde verdiği hutbede yine kutsal kitabımızın ve
dinimizin yeryüzündeki akla mantığa en uygun en mükemmel DİN olduğunu özellikle
EGE kıyılarındaki BALIKESİR ilinden İLAN etmedi mi?
'TÜRKÜN ULU' SU
ULU ÖNDER RUHUN ŞAD OLSUN!
'AÇTIĞIN YOLDA GÖSTERDİĞİN HEDEFE
YÜRÜMEYE AND İÇTİK'