1 Mayıs 2017 Pazartesi

1 MAYIS TEŞVİŞİ, Kemalist "Uzman" Öğretmen: MİNE BÜLBÜL

1 MAYIS  TEŞVİŞİ
KEMALİZM diğer doktrinlerden kökten farklıdır ve emperyalistler KEMALİZM i bizden iyi bildikleri halde bir doktrin olarak kabul etmezler. Oysa KEMALİZM yaşayan ve her gün kendi gerçeklerini dayatan uzaklaşıldıkça istikbali öldüren bilimsel, yerelden doğmasına karşın son derece evrensel temelleri olan  örgütsel sistemdir.
ATATÜRK'ümüzün hastalandığı günlerden başlayan Emperyallerin en ince detayına kadar analiz ettikleri, sonra da tike tike ayrıştırıp dosyalar halinde kendi paramızla önümüze koydukları normlardır. Bir tek farkla o da birleştirilemeyecek ve bir bütün haline getirmemizi engelleyecek düzen de, önümüze gelmesidir. Üstelik araçları da kendi ellerinde olmak kaydıyla.  Kemalizm in en büyük ayrıcalığı hiç bir şekilde sınıfsal bir ayırım içermemesidir. olanaklar çerçevesinde bulduğum bir gazete kupürü sunuyorum.
Toplum işçi memur vs diye  katmanlara bölümlere asla ayrılmaz, ayrılmamıştır. KEMALİZM de herkes mesleği içinde emekçi, üretici ve diğer meslek alanlarının da  tüketicisidir. Dolayısıyla bir örgü bütünleşme söz konusudur. Bu bütün sade toplumların işbölümü ve TÜRK TÖRESİ'nin de örgütlenme biçimidir. Türk'e ait olduğu kadar aynı zamanda da özgür ve kendi kaderini tayin etmeye hak kazanmış  bütün Milletlerinde evrenselleşmiş kuralıdır. İşbölümü beşeriyetin  gelişimini sağlamış adım adım daha iyi ve güzele doğru yol alarak günümüzdeki bilim ve sanatta erişebileceği noktaya gelmiştir. Daha ilerleyebilmek adına hala yol ve yön gösterici olmaya gayret eden Bilim ve Sanat İnsanları bu yüzden önce her zaman daha fazlayı arzu eden, yapılmayanları yapmaya çalışan görülmeyenlerle ilgilenen kişilerdir bu yönde emek harcarlar toplumun diğer bütünü ise onların bu ürettiklerinden faydalanarak öğrenerek üretimde nitelik ve niceliği artırır. Bir  fabrika çalışanının kendi çalıştığı bölümde daha iyi iş çıkarabilmesi için gerekli olan teknik öğrenme nasıl hayata geçer. Fabrikanın iyi üretim yapabilmesi için şimdiki durumda bir öğrenim şartı getirilir, en az lise mezunu, ilkokul mezunu gibi ancak işin getirdiği özel teknik bilgileri fabrikada hizmet içi eğitim olarak verebilirsiniz. Bu ihtiyaca göre bir eğitim olur .Memleketimizde sözünü ettiğimiz hizmet içi eğitimlerin de bir çoğunda esastan hatalar olmasını  görmezden gelerek, bir fabrika işçisi işe girdiği zamandan, emeklilik zamanına kadar aynı işte verimli çalışmaya yönelik olarak yapılandırılır ve hatta zorlanır. Hizmet etmeye belli bir noktada kalmaya neredeyse mecbur edilir. Bazı büyük firmaların veya AR-GE çalışmaları yüksek olanlar küçük detaylarda çalışanın katkı sunmasını onaylar prim ile ödüllendirir. Ancak o güzel tasarımları veya büyük icatlar ses getiren değişiklikler ancak bu konuda yüksek eğitim yapan AR-GE çalışanları tarafından yapılır. Böylelikle toplum sınıflara katmanlara otomatik olarak ayrılır. Oysa Kemalist Sistemde Sanat ve Bilim yine üretim mekanizmasının içinde yerini almış direk olarak üretimde kaliteyi ve miktarı artırmaya yönelik konumlandırılmıştır.örneğin Kozlu maden ocağının Bando takımı gibi. Şimdilerde Memleketimizde ise gazete köşelerinde eğitimleri olmadığı halde  icatlar tasarımlar yapan bir sürü ilginç yetenekli insana rastlarsınız. Bu insanlar gerçek Türk töresiyle büyümüş ve pratik ve gerçek araçlar üretmeyi başaran kişilerdir. Kemalizm'in gerçekliği de burada yatar. İçinden çıktığı toplumun yaşayış biçimi gerçekliği Kemalizm'in kuralları olmuş eğitim de üretim sisteminin içinde gerçek fırsatlar her an her yerde ulaşılabilir düzenekte yedirilmiştir. İş ne kadar küçük de olsa büyükte olsa çalışan her  fırsatta yükselebilir gösterebileceği ivme sürekli desteklenir. Sadece bir çiftçi anne babadan doğan kişi Ziraat Mühendisliğinin en yüksek kademelerine kadar eğitim alacak düzende tasarlanmıştır.Fırsatı her zaman  yanı başında bulur. Cumhuriyetin ilk on yılı bu düzende yürümüş, eksiklerine ve yoksulluğuna  rağmen dünyanın içine düştü ekonomik krizde bile büyük bir kalkınma hamlesi üretmiştir.
İşte biz de Kemalist  Sistem darp edildiğinden bu yana Avrupa'dan ihraç edilen SINIFSAL ÖRGÜTLENME biçimini servis eden,
kendi Milletimizin gerçeklerinden ilke ve felsefesinden uzaklaşmamızı sağlayan bizi köklerimizden toprağımızdan gerçek yaşam koşullarımızdan alıp sanal, gerçekçi olmayan bir dünya ya itmiştir. Bu gerçeklik duygusu ile dikte edilen sanal dünyada yıllardır gidip gelen gerçeği hiç bir yerde bulamayan kendinden ve kendi gerçeğinden habersiz vatandaşlar olarak yaşayışımızın sebeplerinden biride bu olmuştur.
1 Mayıs İşçi ve Emekçi olarak bayram edeceğimiz gün aslında kendi fermanımızı imzaladığımız gündür. Ve biz gerçeklerimizden uzaklaşmanın  bayramını yapıyoruz. KEMALİST SİTEMİN darp edilişinden bu yana meydanlarda birbirimize girip, birbirimizi yaralıyor gazlıyor jopluyor ve yok ediyoruz. Kemalizm'i ve sistemi çok iyi bilen ve ayrıştırıp ayrıştırıp dosyalar halinde bize geri satanlar  ''LOZAN da biz size demedik mi?'' diye ellerini oğuşturuyor olmalılar.
Ne yapmak gerek! o halde ne yapmalı? nasıl yapmalı?
Bu soruların cevabını Ulu önderimiz M. Kemal ATATÜRK  vermiş. Sadece bize doğru anlayabilmek ve doğru uygulayabilmek gibi bir sorumluluk düşüyor.
İlk önce kabul etmemiz gerekenin KEMALİZM den başka diğer doktrinlerin masa üstünde kağıtlarda yazıyla kalemle VAR EDİLDİĞİNİ kabul etmemiz gerektiğidir. Bu gün herkesin anlayabileceği ölçüde SAĞ yani kapitalist doktrinde, sol dediğimiz SOSYALİST doktrinde üretilmiştir.Yaşamsal gerçekliği yoktur insan doğasına uygun değildir. Bunu uygulama ile ilerleyişin sonuna gelindiğinde birbirine ne kadar benzediklerinden rahatça anlamak görmek mümkündür.Örneğin SOSYALİST doktrini benimseyen toplumda sanat eseri veren CENGİZ AYTMATOV dan işçi sınıfının yaşadığı sorunları kadınların maddi problemler yüzünden sevmedikleri kişiyle evlendiklerini satır aralarından seçmek ve bir sosyolojik tahlil yapmak hiç de zor değildir. Diğer sanat dallarından ve sanat eserlerinden de arandığında kolayca bulunacağı ortadadır. Kapitalist doktrinde durum belki de bir kat daha vahim daha acımasızdır ancak ikisinin de sonucu 3 aşağı beş yukarı aynıdır. Masa üzerinde kalem ve kağıtla yaratılan düzenlerin hepsi en nihayetinde EMPERYALİZM in hizmetkarı ve aracı olarak, dünyayı tek başına yönetmeye talip olanlar tarafından kullanılır. Cümleleri soyar iyice basitleştirirsek ister sağcı ister solcu olun hizmet ettiğiniz tek yer emperyalizmdir durum bu kadar açık ve nettir. Öyle ki çıkış noktası özgürlükler ülkesi diye nam yapmış ABD'nin  1886 da ki işçi hareketleri olmasına karşın bu gün geldiği nokta açık ve barizdir.
Meydanlara çıkıp işçi hakları diye yırtınan,dayak yiyen ölen  her kişi ve can aslında  sadece ATATÜRK'ümüzün nitelemesiyle teşviş edilmiş halktır,bu türlü gösteriler ve yürüyüşler pazarlık payından öteye gitmeyen nafile yaklaşımlardır. Biz meydanlarda harap oluruz işçiyi yapılandıran güya seçilen başkanlar ve patronlar pazarlığa girişir. Gerçek bir iyilik iyileşme onurlu bir yaşam hakkı getirmekten çok uzaktadır. Bu sanallığı rakamsal verilerle ortaya koymaya çalışırsak  gözümüze ilk  çocuk işçiliği çarpar.                  
Ülkemizde her yıl iki milyon çocuğumuz tarımsal alanda mevsimlik işçi, kentsel alanda çırak olarak yasa dışı son derece ağır koşullarda çalışıyor. 2012 de kayda geçen resmi verilere göre de 32 çocuğumuz yaşamını kaybetmiştir.
Üstelik Ulusal Egemenliğini Çocuklarına armağan eden bir Millet olmamıza karşın rakamlar korkunç seviyededir.          
Ve her geçen gün gelir dağılım homojenliğini kaybettiğinden çocuk işçi sayısında önemli artışlar yaşanmaktadır. Aşağıdaki gazete kupürü durumun ciddiyetini gözlerimizin önüne sermiştir.
Şubat 2014’de Halk haber tarafından yayınlanmış bir gazete kupürü
Sn Güngör Uras bir gazete haberinde ülkemizdeki çalışan sayısını 25,5 milyon olarak belirtmiş ve devamında işsizlik ve sendikalaşma oranlarını şöyle ifade etmiştir.
''Ülkemizde 25,5 milyon çalışan 2 milyon işsiz var. Çalışanların 8.2 milyonu kayıt dışı ve özel sektörde çalışıyor Kamuda çalışanların sayısı 3milyon 440 bin,bunların 2.8milyonu kadrolu kalanı sürekli veya geçici işçi statüsünde
Özel sektörde sendikalaşma olan işyerlerinde 12.2 milyon çalışan var bu işyerlerinde çalışanların yüzde 10.6'sı ,1.3 milyonu sendika üyesi Sendikaların bulunduğu kamu işyerlerinde sendikalaşma oranı yüzde 70 dolaylarında sendikalaşma olan kamu işyerlerinde  2.2 milyon çalışanın1.6 milyonu kamu sendikaları yesi .''
rakamsal verilerden görüldüğü üzere bu gömlek bize uymamaktadır . Ayrıca sendikaya bağlılığın getirdiği niteliksel faydayı ölçme ve değerlendirmeye alırsak ayazda kaldığımızı anlamak zor değildir.
Atatürk'ümüzün ölümünden bu yana emperyalizmin bizimle eski bir hesabı vardır. Bu hesabı inceden ve teferruatla devreye sokmuştur. İsyanlarımız ve haykırışlarımız teşviş edilerek giydirilen bu deli gömleği yırtılmaya parçalanmaya mahkumdur.Milletin feraseti  bunu eninde sonunda çözecektir.
KEMALİST'ler için;
1 MAYIS BAHAR BAYRAMIDIR
ve bu yazılar yerine, yürüyüşler gösteriler,yapılandırılmış sanal (teşvişli) nutuklar atanlar yerine, buralardan ün ve şan elde etmeye savaşanlar yerine, kendi yediğini içtiğini,giydiğini kendi üreten toplamda 'kendi kendine yeten' kişi ve aileler benden, bizden meydanlara çıkanlardan daha ANTİ-EMPERYALİST tir.
Töresince üreten güzel eller ve yürekler doğanın canlandığı üretime ve yeniden doğuşa geçtiği
'1 MAYIS BAHAR BAYRAMINIZ KUTLU OLSUN'.

4 yorum:

  1. Bahar Bayramı kemalist sistem yerleştiğinde.. Kapitalist sistemde ise EMEĞİN ve Dayanışmanın günü..fuatyeşilkaya

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. FUAT bey teşekkür ederim bu yazı çok iyi planlanmıştır ancak Sn mustafa nevruz sinaci tarafından ilginç bir şekilde sabote edildi düzenleme yapacağım efendim ilginize çok teşekkür ederim. Bazılarinin işine gelmeyen şeyler var.örneğin yazılarda Atatürkü bu güne bursa nutuk u dolayısıyla dahil ettiler bu Atatürk umu kullananlar en büyük kötülük onlardan geliyor. Tekrar teşekkürler

      Sil
  2. 1 mayis 1848 de yayinlanan kominizm manifestasu olup 1876 da yuruyuse gecen insaat ve tatim iscilerinin direnisidir. Bu tarihten sonra ise emperyalizmin dunyadaki en buyuk dusmani Mustafa Kemal Ataturk Kemalist sistem ile emperyalizme botun egmeyen bir devlet kurmus adi Turkiye Cumhuriyetidir. 1945-48 li yillarda Turkiye emperyalizmin boyundurugu altina alinmaya baslamis ve Adnan Menderes Marsal Yardimlari ile devam ede gelmis ve sistem icindeki degisikliklerle tam ele gecirilmiye valisilmistir. Ne varki Gazi Mustafa Kemal Ataturk o kadar guclu ve saglam sistem kurmustur ki taki 1986-87 Turgut ozal zamnina kadr kendini korumustur. Turgut Ozal in getirdigi serbest piyasa ekonomisi ile emperyalizme teslim olmustur. Kendlerini devrimci ve Ataturkcu olark gosteren sol ve asiri sol aslinda Kemalist sistemle Ataturculukle ilgisi olmayan emperyalizmin usaklari taseronlaridir. 1 Mayis AKP hukumeti zamaninda resmi tatil edilerek toplumu tamamen emperyal sisteme esir etmistir. Aslinda sol ve asiri sol ile siyasal islam birbirinin denge kuvvetidir. Birinin yukselmesi gerektiginde digeri faal ve aktif duruma gecerek digerinin yukselmesini saglamaktir. Ayni zamanda siyasal islami doguran olusmasini saglayan kendisini Ataturkcu ve devrimci olarak lanse etmesine ragme Ataturk ve Ataturk devrimlerini kullanarak Kemalist sistemi yok etmeye calisan emperyalizmin ve global dunya siteminin savunucularinin turkiyedeki koeleleri taseronlaridir. 1 Mayis isci bayrami adi altindaki mugalata aslinda milletlere ve toplumlara verilen afyondur. Ataturku Laik TurkiyeCumhuriyetinin Kemalist sistemini bilen NE MUTLU TURKUM DIYENE sozundeki emperyal dusunceye ve globalizme karsi dik durusun anlam ifadesini buldugunu goren hic bir Turk 1 Mayisi kutlamaz. Bilirki 1 mayis toplumu uyutmak icin kullanilan afyondur narkozdur

    YanıtlaSil
  3. BİR İŞÇİ SINIFI VARLIĞININ OLMAMASI ÜZERİNE NADİDE SİSTEM KURAN ATATÜRK ten kölelik demokrasisine UZANMAK!

    YanıtlaSil